Mont Saint Michel, ortaçağ Hristiyan uygarlığının en önemli alanlarından biridir. Baş melek Saint Michel’e (Mikail) adanan Gotik tarzında bir manastır ve onun büyük duvarlarının gölgesinde gelişen köy, birlikte “Batının Harikası” olarak bilinir.
Küçük bir adanın sınırları içinde manastır ile tahkimli köyün bir arada oluşundan ve Mont Saint Michel’e unutulmaz silüetini kazandıran bina yerleşiminin özgünlüğünden ötürü benzersizdir. 11. ve 16. yüzyıllar arasında inşa edilen manastır teknik ve sanatsal olarak bir güç gösterisidir ve eşsiz coğrafi konumunun neden olduğu sorunlara uyum sağlamıştır.
Normandiya ile Brittany arasında güçlü gelgitlere açık geniş kumsallar arasında kayalık bir adacığın üzerine tünemiştir. Mont Saint Michel, ortaçağ boyunca birbirini izleyen yeniden yapılandırmalara ve eklemelerle inşa edilen, çok özgün mimari bir komplekstir.
996’da St. Wandrillelı Benedikten keşişler, Mont Saint Michel koyunda granit gelgit adasının üzerinde Saint Michel-Péril-de-la-Mer manastırını kurdular. Saint Michel’e adanan bir mabet orada eskiden beri vardı.
Şimdiki manastırın en eski kısmı, Romanesk öncesi döneme ait küçük Notre Dame-sous-Terre Kilisesi, kuşku götürmez bir biçimde 10. yüzyıla uzanır. Manastır kilisesinin 12. yüzyıldan kalma örtülü keşiş galerisi ile manastır papazının konutunu da kapsayan bir grup manastır binasında Romanesk etkiler görülür.
Bununla birlikte, geç ortaçağ Gotik döneminin mimari ilerlemeleri, adanın sınırlı alanının en iyi şekilde kullanılmasını sağlamıştır. Kayalığın keskin silüetini uyumlu bir biçimde taçlandıran yüksek duvarlar, yükselen kütleler ve kuleler.
1204’ten itibaren inşa edilen yeni Romanesk bina grubu kavrayış zarifliği bakımından Merveille (Harika) adını hak eder. Grup, 12. yüzyıla ait manastır papazının konutunu, orta sütunlardan çıkan galeri kemerleriyle Salles des Hotes ve des Chevaliers olarak bilinen ünlü odaları, üst katta, yemekhanenin yanında, bir tarafı denize açılan dehlizi içermektedir.
Taban çevresi 900 ve doruk çevresi 80 metre olan bu küçük kayalık çıkıntı, kıyının 2 kilometre kadar açığında, deniz alçalmasına maruz kalan kumluk bir zeminin üzerinde bulunur. Manastırın hakimi dağın eteğine tutunmuş küçük bir köydür.