Gülek Kalesi temelleri Orta Çağ’a kadar uzanı. Stratejik olarak önemli bir konumda bulunur. Bunun sebebi ise biletlerin toplandığı yer ve Tarsus yolunda olmasıdır. Mimari planlar, taş oymalar ve yüzey buluntularından kalenin çeşitli dönemlerde iskan edildiği anlaşılmaktadır. Smbat, 1198-1199 yıllarında kalenin taç giyme listesinde Gülek’in efendisi olarak geçmektedir. İbrahim Paşa, Osmanlı yönetimine karşı isyanı sırasında 1838-1939’da yerleşimi kısaca işgal etti.
Kalenin kuzey ve batı duvarlarının işçiliği, İbrahim Paşa tarafından 1830’ların sonlarında Pozantı yakınlarında yaptırılan kale ile benzerlik göstermektedir. Kaleye giriş güney kapısından sağlanmaktadır. Kuzeyi ve kuzeydoğusu çok sarp kayalıklar üzerinde olduğundan güneyi kadar sağlam değildir. Güney ve batıdaki savunma surları rahatlıkla görülmektedir. Bu duvarlar çeşitli boyutlarda yuvarlak veya kare planlı kulelerle güçlendirilmiştir. En doğu ucunda da bir sarnıç vardır. Kalede duvarlarında kabartma taşların kullanıldığı iki yeni yapı var. Giriş kapısının sağındaki bina dışında ek bina içinde fazla yaşam alanı yoktur. Yüzeyde çok sayıda sarı-yeşil sırlı veya sırsız seramikler göze çarpmaktadır.
Buradaki fotoğraflar güzel bir açıyla bütünüyle bir uçurummuş gibi görünüyor. Ancak öyle değil. 🙂 Yüksekten korkanlar bile rahatlıkla burada bu pozları rahatlıkla verebilirler.
İster üzerinde insanların yüreğini ağza getiren pozlar verin isterseniz insanlar poz verirken siz uçurumun üzerinde yürüyün. Tercih sizin.
Tarsus’un yaklaşık 60-65 km kuzeyinde yer alan kaleye, Gülek ile Tarsus arasında minibüs ve belediye otobüsleri ile ulaşılabiliyor.
Bu bölgede kamp yapmış, bu bölgeyi ziyaret etmiş veya bu bölgenin yerlisi iseniz aşağıdaki yorum alanında edindiğiniz gözlemleri paylaşarak kamp sever gezginlerimize yardımcı olabilirsiniz.