Metropolitan : New York’un Sanat Tapınağı

Metropolitan : New York’un Sanat Tapınağı

Metropolitan sadece bir müze değil.  Yapı taşlarının ABD’nin kurucuları tarafından konulduğu bir ‘milli anıt’… Amerika’nın köklerini anlatıyor. Konuklarını o günlerden bugüne uzanan bir yolculuğa çıkartıyor. Yılda 5 milyon izleyicisi, 2 milyondan fazla eseriyle metropolitan museum of art, gerçek bir sanat tapınağı..

Kültür sanat faaliyetleri, müzecilik, koleksiyonculuk deyince birçok kişi için ilk akla gelen coğrafya Avrupa’dır. ABD ise, belki de tarihinin henüz çok genç oluşundan, hep “ihmal” edilir. Oysa müzecilik alanında MET’in yani Metropolitan Museum of Art’ın adını anmadan geçmek mümkün değildir. Zira MET, dünyanın gerek müzecilik uygulamaları gerekse koleksiyon zenginliği açısından en önemli müzelerinden biridir.

New York’ta en az kendisi kadar ünlü Central Park’a bakan bu muhteşem müze, yılda 5 milyona yakın konuk ağırlıyor. 2 milyondan fazla sanat eserine de ev sahipliği yapıyor. Neler yok ki müzede! Mısır’dan getirilen lahitler, mumyalar, Erken ve Yüksek Rönesans sanatçılarının şaheserleri, Uzakdoğu sanatının en zarif parçaları, Helen, Babil, Asur uygarlıklarından günümüze kalan sanat eserleri ve Koç Ailesi’nin 10 milyon dolar tutarındaki maddi desteğiyle iki yeni galeriye kavuşan İslam Eserleri Koleksiyonu.

Daimi koleksiyonların ve sergilerin yanı sıra, MET, galerilerinde ağırladığı özel / ilginç sergilerle de konuşuluyor. Bunun son örneği, 2010 yılında hayatını kaybeden genç İngiliz modacı Alexander McQueen’in tasarımları oldu. Müzedeki ‘moda sergisi’ sadece ilk gün 5 bin 100 konukla bir rekor kırdı. İlgi böyle olağanüstü boyutlara varınca, müze kapılarını hafta sonu gece yarısına kadar kapatmama kararı aldı. Bu ve benzeri sergilerin amacı, müzeye genç kuşakları çekmek. Sanatı ve tarihi onlarla paylaşmak. Bu, neredeyse ‘milli’ bir hedef gibi. Ne de olsa müze, bir anlamda Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucusu Abraham Lincoln ve ekibinin eseri.

Metropolitan ‘da Koç Ailesi Galerileri: Osmanlı’yı dünyaya tanıtıyor!

Metropolitan Müzesi’nin en önemli özelliklerinden biri de sık sık kendisini yenilemesi . 2011 yılı da bu yenileme çalışmaları anlamında önemli bir gelişmeye sahne oldu. İslam Eserleri bölümü, 8 yıl süren bir çalışmanın ardından ikisi Koç ailesinin adını taşıyan 15 galeriye daha kavuşarak 1 Kasım’da kapılarını açtı. 2009 yılında Metropolitan Müzesi ile bir protokol imzalayan Koç Holding, 10 yıl boyunca her yıl yapılacak birer milyon dolarlık maddi destek karşılığında İslam Eserleri Koleksiyonu’nun sergileneceği 15 galeriden ikisine ‘Koç Ailesi’ isminin verilmesini onaylamıştı.

‘Halılar, Kumaşlar ve Büyük Osmanlı Dünyası’ ve ‘Osmanlı Saray Sanatları’ galerilerinin açılış töreninde konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Koç, “Desteklediğimiz iki galerinin ortak teması, burada sergilenen eserlerin Osmanlı İmparatorluğu’nun çok katmanlılığını gösteriyor olması. Metropolitan Müzesi’ndeki bu iki galerinin 75 yıl boyunca ailemizin adını taşıyacak olmasından ötürü gurur duyuyorum.” dedi. 10 yıldır gösterimde olan bu serginin bu son yılı. Halen görmek isteyenler Metropolitan Sanat Müzesini geç olmadan ziyaret edebilirler.

‘Ulusal’ hedef

Takvimler 19’uncu yüzyılın ikinci yarısını gösterirken, Amerika’da kültür sanat hareketleri hız kazanmıştı. Brooklyn Müzesi yeni binasına taşınmış, tanınmış işadamı Peter Cooper kültür sanat alanında Amerikan hayatına değişik bir bakış açısı sunan Cooper Bilim ve Sanat Geliştirme Birliği’ni kurmuştu. Ancak ülkeyi yönetenler ‘ulusal nitelikte bir müze’ peşindeydi. Etnik ve sosyal açıdan büyük farklılıklar gösteren kesimleri, ortak bir kültürde buluşturacak bir müze gerekiyordu.

New York Ulusal Topluluk üyeleri tarafından Abraham Lincoln’e iletilen bu fikir kısa sürede kabul gördü ve fizibilite çalışmalarına başlandı. Çalışmalar 13 Nisan 1870 tarihinde, kamu yararına eğitim amaçlı Metropolitan Müzesi’nin kurulmasıyla taçlandı. Müzenin kurucu heyetinde işadamları, sponsorlar ve tanınmış sanatçılar vardı.

 

Metropolitan Bağışlarla zenginleşti

Metropolitan’ın kuruluşunda aktif görev alan ve Avrupa sanatı konusundaki uzmanlığıyla tanınan William T. Blodgett koleksiyon oluşturmak için çıktığı Avrupa seyahatinden 174 parça başyapıtla geri döndü. Flaman resim sanatının eşsiz örnekleri müzeye yerleştirilen ilk parçalar oldu. Ardından Amerikan Hükümeti’nin Kıbrıs’taki bir görevlisi aracılığıyla Helen, Yunan, Roma ve Minos kültürlerine ait 6 bin heykel müzeye getirildi. Heykellerin getirilmesine aracı olan İtalyan asıllı Luigi Palma di Cesnola’nın müze müdürlüğü görevine getirilmesiyle koleksiyon hızla genişledi. Müze binası da yeni gelen parçaların rahat sergilenebilmesi için 1888’de restore edildi. Tek cepheli binanın kuzey ve güney yönlerine yeni galeriler ilave edildi. Central Park’a ve 5’inci Cadde’ye bakan bölüm yeniden inşa edildi.

Müzenin koleksiyonu her geçen gün zenginleşiyordu. Koleksiyonerler önemli yapıtları isimlerini yaşatmak için müzeye hediye ediyor, sanatseverler koleksiyonlarını MET’e miras bırakıyordu. Örneğin, ülkeyi var eden en büyük yatırımın, yani Amerikan Demiryolları’nın sponsoru Marquand 1888’de aralarında Van Dyck, Vermeer ve Manet’nin eserlerinin yer aldığı koleksiyonunu müzeye bağışlamıştı. Öyle bir heyecan dalgası yaratılmıştı ki, sanki bağışlar müze kadar ülke için de yapılıyordu.

 

Dev koleksiyonlar

Aslında bu yaklaşım çok da nedensiz sayılmazdı. Çünkü ABD büyüyüp dünyanın süper gücü olmaya doğru giderken, dünyanın zenginliklerini de ülkenin kalbi sayılan New York’ta topluyordu! Önce antik Mısır’ın eşsiz eserleri geldi. 1907’de Mısır Sanatı Bölümü ve Dekoratif Sanatlar Bölümü tamamlandı. Sonra sıra, büyük bölümü Osmanlı topraklarında yer alan bölge ve eserlerine geldi. Azerbaycan, İran, Irak, Suriye, Yukarı Mezopotamya’dan getirilen sanat eserleri müzeye yerleştirildi.

 

Da Vinci’den Picasso’ya…

Medeniyetlerin neredeyse resmigeçit yaptığı müzenin her bölümü birbirinden ilginç, değerli ve sıradışı sanat eserlerini barındırıyor. Özellikle Erken ve Yüksek Rönesans eserlerinin içinde bulunduğu Avrupa Resim Sanatları bölümü için yorum yapmak neredeyse imkansız. Bu bölümde bulunan Leonardo da Vinci, Raphael, Tintoretto, Titian, Giotto, Botticelli, Giovanni Bellini, Michelangelo, Dürer, Rubens, Rembrandt, Vermeer, Goya, Delacroix, Monet, Manet, Gauguin, Seurat, Van Gogh, Matisse ve Picasso gibi sanatçıların eserleri baş döndürüyor.

Reklamsız gezinti için

Metropolitan Müzesi, bu paha biçilmez eserler ve pek çok antik uygarlığın eserlerini sergileyen galerileriyle tam bir cazibe merkezi. Konuklarına gündelik yaşam nesnelerinden kültürüne / sanatına kadar 6 bin yıllık bir tarihi sunuyor. Elbette bütün bu “zenginlik” bir güne sığmadığı için de yeniden, yeniden çağırıyor.

MET’ten notlar

  • Dünyanın en büyük müzelerinden biri olan MET 190 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu.
  • Özel sergilerin olduğu günler dışında müzeye giriş ücretsiz. Ziyaretçiler için ‘önerilen bağış tutarı’ ise 20 Dolar.
  • Müzenin sadece Eski Mısır bölümünde M.Ö. 5000-M.S. 400 yılına kadar uzanan dönemde yaratılan ve aralarında Dendur Tapınağı’na ait objelerin de bulunduğu 36 bin parça eser sergileniyor.
  • Avrupa resim ve heykel sanatının en nadide örnekleri müzenin ikinci katında sergileniyor. Katın geri kalan bölümünde de Uzakdoğu Eserleri ve İslam Eserleri bölümü yer alıyor.
  • Dünyanın en zengin İslam eserleri koleksiyonlarından birine sahip olan MET’te

7-20’nci yüzyıl arasında üretilen sanat eserleri sergileniyor. İslam eserlerinin daha iyi anlaşılabilmesi için Müslüman coğrafyası ve sanatını anlatan work shoplar düzenleniyor.

Tartışmaya Katıl

Reklamsız gezinti için

İlanları Karşılaştır

Karşılaştır