Dünyanın 7 harikasından biri sayılan : Artemis Tapınağı (Efes)

Dünyanın 7 harikası arasında sayılan artemis tapınağı döneminin en görkemli mermer yapısıydı. Antik çağın mimari eserleri arasında ‘ilk anıt’ olarak da anılan tapınaktan bugün yalnızca bir kaç taş parçası kaldı ama artemis’in şöhreti hiç azalmadı. tanrıçayı betimleyen üç farklı heykel ise efes müzesi’nin baş tacı oldu.

Siyasi ve ticari açıdan dönemin en ünlü kentlerinden biri olan Efes, Meryem Ana, St. Jean ve St. Paul’un gelmesiyle dini bir merkez olarak da dikkat çekmeye başlamıştı. Depremler ve istilalar ile birkaç kez yıkıldıysa da, her yeni gelen halk için kutsal sayıldı. Bu kutsallığın en geçerli sembolü ise Artemis Tapınağı idi.

Dünyanın 7 Harikası arasında sayılan Artemis Tapınağı, döneminin en büyük ve en görkemli mermer yapısıydı. Antik çağın mimari eserleri arasında ‘ilk anıt’ olarak da anılan tapınağın yaklaşık 138 metre boyunda ve 70 metre eninde olduğu, 127 sütun üzerinde yükseldiği biliniyor. Tarih boyunca defalarca yağmalanan bu muhteşem yapıdan günümüze ne yazık ki bir kaç taş parçası kaldı. Tapınak taşlarının St. Jean Kilisesi, Ayasofya gibi yapıların inşasında kullanıldığı biliniyor. Kazı sırasında ele geçen değerli fildişi, altın ve bronz parçalar ise bugün British Museum ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

Anadolu’nun anaerkil toplumları kadını baş tacı etmiş, ‘kadın ve ana’yı, simgeleyen tanrıçalar yaratmıştı. Amazonlar’dan başlayan ve büyüyerek yayılan bu inanç, birbirinden muhteşem çok sayıda kutsal alan, tapınak ve tanrıça heykellerinin yaratılmasına neden olmuştu.

 

Artemis’den Meryem Ana’ya

Evlerdeki   ‘Tanrı    Ana’    tapınaklardaki ‘Kybele’ye dönüştüğünde nitelikleri aynıydı: Toprak, doğa ve bereketi temsil ediyordu. Çatalhöyük için Ana Tanrıça neyse, İç Anadolu’da Kybele, Mezopotamya’da İştar,   Ege’de Artemis oydu. Batı Anadolu’da ortaya çıkan Artemis de bu inancın devamıydı. Özelliklerine doğurganlık, bekaret ve savaşçılık eklenmişti.

İsa’nın havarilerinden St. Paul, M.S. 53 yılında geldiği Efes’te, Hıristiyanlığı yaymaya çalışırken karşısına çıkan en büyük engel Artemis’e duyulan inançtı. Hıristiyan inancına halktan gelen olumlu yaklaşımlar, Artemis Tapınağı’na büyük çapta iş yapan altın ve gümüş ustalarının tepkisini çekmişti. Kuyumcuların en büyük geliri Artemis ile ilgili ürettikleri takılardı ve İsa’ya duyulmaya başlanan inanç, bu pazarın ellerinden kaymasına neden olacaktı. Bu kaygıyla başlayan direniş, kentte büyük bir ayaklanmaya dönüşecek ve St. Paul bir daha dönmemek üzere Efes’i terk edecekti…

Reklamsız gezinti için

Artemis Tapınağı, zengin sınıfın ‘kasası’na dönüştükçe, ezilen halk, tıpkı Roma ve Bizans’ta olduğu gibi Hıristiyanlığı benimsemeye başlamıştı. Meryem Ana da onlar için tıpkı Artemis gibi bakire ve anaydı… Günümüzde Selçuk Müzesi’nde sergilenen ve her gün binlerce ziyaretçi tarafından hayranlıkla izlenen Artemis heykelinin özellikleri:

  • Artemis, başındaki üç katlı kuleyle tapınakları ve kentleri koruduğunu ifade eder.
  • Bir Ay Tanrıçası olarak göğsündeki çember, dolunayı simgeler. Çemberin iki yanında ‘Grifon’ olarak bilinen, yarısı aslan, yarısı kartal olarak betimlenen mitolojik hayvanlar yer alır.
  • Bunun altında 12 burcu temsil eden gerdanlığı vardır. Göğsünde dört sıra halinde dizili olan yaklaşık 40 meme (bazı kaynaklar erkekliğin simgesi olarak görür), bolluk ve bereketin simgesidir.
  • Elbisesinin eteğinde altı kat halinde sıralanmış heykelciklerin tümü dönemin kutsal hayvanlarıdır. Bunlar sırasıyla aslan, keçi, boğa, grifon, sfenks (Eski Mısır ve Yunan mitolojisinde insan başlı, aslan gövdeli yaratıklar) ve arı figürlerinden oluşur.
  • Mitoloji ve dinlerdeki pek çok öykü ve tasvirde olduğu gibi Artemis’in de kutsal sayısı üç’dür. Üç sayısı Artemis’in üç karakterini simgeler: Genç kız, evli kadın ve ana. Doğurgandır, arıların kraliçesidir. Evrendeki tüm canlıların yöneticisidir.

Tartışmaya Katıl

Reklamsız gezinti için

İlanları Karşılaştır

Karşılaştır