Ağaçlara Sarılmak nedir? (Tree Hugging)

Ağaçlara Sarılmak nedir? (Tree Hugging)

Ağaçlara Sarılmak , Dünya genelinde bilinen adıyla Tree Hugging aslında Hippi ‘lerin geçmiş yıllarda ve halen yapmakta olduğu bir aktivitedir. Çıkış noktası Hippi ‘lere dayanır. Ağaçlara sarılmak faydalı mıdır sorusuna verilmiş artık bilimsel cevaplar var.

Blinded by Science’ın yazarı Matthew Silverstone, ağaçların ve bitkilerin enerjisinin bize sağlık açısından yararlar sağladığının ispatlandığını söylüyor.  Ağaçlar, yere gömülü olan kökleri ile topraklama enerjisi yayarak bizlere güven ve huzur hissi verir. Onlar yeryüzüne sıkıca tutunup yukarı doğru uzanan güçlü bir figür gibiler. Güçlerini, toprak içinde ve dışında enerjilerini başkalarına genişletmek için kullanıyorlar.

Bilim insanları , hippilerin gördüğü ancak bilimin göremediği bir şey görmüş olabileceğini anlamaya başladı. Etrafımızdaki her şeyin belirli bir titreşim yaydığını biliyoruz. Dokunulduğunda (veya kucaklandığında), bir ağacın huzurumuzu arttıran benzersiz bir titreşimi vardır.

Ağaçlarla temas ederek bu titreşimleri alıyoruz ve ağaçlarla doğal yaşamı oluşturan enerjiyi birlikte topraklıyoruz. Ayrıca bu etkinlik bize doğal çevremizle ve etrafımızdaki dünyayla temas kurma şansı veriyor.

1) “Açık hava etkinlikleri” olarak belirlenmiş aktiviteler yapın.

Günlük alışkanlıklarınızı mümkün olduğunca doğa ile iç içe yapmaya çalışın. Bir günlük yazıyorsanız, her gün kitap veya gazete/dergi okuyorsanız veya ders çalışıyorsanız, yeni bir fikir üzerinde düşünmeye çalışıyorsanız tüm bunları doğadan izole bir odada yapmak yerine doğanın içinde yapmaya alışın. Bir süre sonra doğa, eski alışkanlıklarınızla birlikte günlük rutininizin bir parçası haline gelecektir. Er yada geç Doğa, alışkanlıklarınızdan biri haline gelecektir.

 

2) Egzersiz / Spor

Aynı şey yaptığınız egzersiz ve spor için de geçerlidir. Spor salonunda veya evinizde günlük bir antrenmanınız varsa, bunu açık havada gerçekleştirin ve ruh halinizi ve stres seviyenizi önemli ölçüde nasıl düşüreceğine şahit olun. Doğada bisiklete binmek, bacaklarınız ve akciğerleriniz için harika bir egzersizdir. Tıp ve Bilim dergisinde yayınlanan 2011 tarihli bir çalışma, doğa yürüyüşleri yapan insanların daha verimli bir şekilde hareket ettiğini, daha az efor sarfettiğini ve iç mekan koşu bandında yürüyenlere göre daha olumlu duygular yaşadıklarını tespit etmiştir.

 

3) Arkadaş edin

Doğa sever bir arkadaş edinmek, sizi doğanın içine sevk eden bir motivasyon aracı olabilir.  Araştırmalar, çocukların sınıf pencerelerinden baktıklarında ağaç veya çalılar gördüklerinde daha iyi bir konsantrasyona sahip olduklarını, bilişsel yeteneklerini geliştirdiklerini, akademik performansı arttırdıklarını ve yaratıcı düşünme ve problem çözmeyi daha kolay başardığını göstermektedir.

Bir de bu çocukların doğada zaman geçirmelerinin etkisini düşünün. Sadece 15-20 dakikalık bir doğa yürüyüşü bile hem çocuklara hem de yetişkinlere, DEHB (Hiper Aktivite Bozukluğu) hastalarının konsantre olma becerilerinin artmasına sebep olabilmektedir.

 

 4) Açık hava etkinliklerine katılın

Parklarda düzenlenen yoga, pilates dersleriden, okuma etkinliklerine, ormanda düzenlenen sporsal faaliyetlere,  hatta bahçenizde bahçeciliğe kadar doğayı günlük yaşamınızın düzenli bir parçası haline getirmelisiniz.

Norveçli araştırmacılar, bahçıvanlık programına katılan orta şiddette depresyonlu bireylerin 12 haftanın sonunda daha az depresyon semptomları gösterdiklerini keşfetti.

 

5) Küçük Detaylar

Eğer bunları uygulamak, dışarı çıkmak için gerçekten zaman bulamıyorsanız üzülmeyin. Doğayı size getirmek için yapabileceğiniz bazı küçük yararlı şeyler de vardır. Çalışma alanınızın duvarlarını doğa fotoğrafları ile donatın. Evinize bolca saksı bitkisi yerleştirin, sağlıklı yeşil sebzelerden sıklıkla tüketin ve hatta doğal malzemelerden yapılmış takılar veya giysiler giyin.

İşe giderken veya işten çıkarken güzel bir ağacın manzarasını izlemek için bir dakika da olsa durun.. Bu küçük anlar, gün boyu sizi dinç tutmaya yardımcı olacak ve doğayı hayatınıza biraz daha dahil etmiş olacaksınız.

Reklamsız gezinti için

Bir Ağacı Tanımak ve Sarılmak için On Adım

  • Kendine sessiz bir park, orman veya ormanlık bir alan bulun.
  • Aralarında kendinizi rahat hissedinceye kadar ağaçların arasında dolaşın.
  • Farklı kabuk dokularını ellerinizin avuçlarıyla hissedin.
  • Farklı türden ağaçların kokusunu mümkün olduğunca ayrı ayrı alın.
  • Tepelerine doğru yayılan dallarına bakarken,  her bir kökünden her bir dalına kadar bir enerji akışı olduğunu gözünüzde canlandırın.
  • Ruh halinize uygun o mükemmel ağacı bulun. Hangisinin sizin için uygun olduğunu onu gördüğünüzde ve dokunduğunuzda bileceksiniz.
  • Ağaçla nazikçe konuşun ya da telepatik olarak içinizden onunla iletişim kurun.
  • Yüzünüzü çizmemeye dikkat ederek yanağınızı ağacın gövdesine hafifçe bastırırken kollarınızla sarın. Sıkıca sıkın. Derin bir nefes alın. Bir süre gözlerinizi kapayıp, ağaçla bir olduğunuzu hayal edin.

 

Faydalı İpuçları:

  • Ruh haliniz bozulursa bir başka ağaca sarılmaktan çekinmeyin.
  • Eve, edindiğiniz yeni arkadaşınızın hatırası olarak düşen bir yaprağını veya meyvesini almak isteyebilirsiniz. Ancak ondan meyve veya yaprak kesinlikle koparmayın.
  • Ağacınızı ziyaret etmek için aynı mevsimde döndüğünüzden emin olun. Ağaçlar iyi dinleyiciler olduğu için onunla konuşmaktan korkmayın.
  • Bir sonraki “ağaç kucaklama” etkinliğinize eğer varsa çocuğunuzu da yanınıza alın.

 

Tartışmaya Katıl

Reklamsız gezinti için

İlanları Karşılaştır

Karşılaştır